Sistem ve Medya Neden Sizi Bazı Örgütlerle İlişkilendiriyor? | Cemaatinizi Nasıl Tanımlıyorsunuz? – Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Sistem ve Medyanın Sizi Bazı Yapılarla İlişkilendirmesini Nasıl Değerlendiriyorsunuz? Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Peygamberler insanları Tevhide davet ettikleri zaman müstekbirler bir hakikatin farkına vardılar. Peygamberler insanların fıtratında olan bir şeye insanları davet ediyorlar. Ve peygamberin insanları davet ettiği şey hem akla, hem vicdana, hem duyguya hemde fıtrata uygundur.
Fıtrata uygun olan tevhid davetine insanların icabet etmeleri sonrası müstekbirler bu davetten insanları alıkoymak için ne yaptılar?
İnsanların en fazla çirkin kabul ettiği lakapları peygamberlere yakıştırdılar.
- Sihirbaz dediler.
- Kahin dediler.
- Şair dediler.
- Mecnun dediler
Kuran-ı Kerim’den öğrendiğimiz kadar.
Sizin amacınız insanlara iyilik etmek değil, yeryüzünde büyüklenmek, makam mevki mal elde etmektir dediler. Firavunun Musa’ya (as) söylemiş olduğu gibi. Seni ilahlarımız çarpmış dediler. Hani sen deli akıl hastasısın dediler peygamberlere.
Peki soru burada şu:
Hiçbir peygamber kendisine yöneltilen bu hakaretleri kabul edecek bir şey yaptı mı hayatında?
Yapmadı.
Peki, müşrikler yalancı derken en doğru sözlü olanın peygamberler olduğunu bilmiyorlar mıydı?
Şair derken o Kur’an’ın şiir olmadığını bilmiyorlar mıydı?
…
Şimdi günümüzde de küresel tuğyan şöyle işliyor.
Önce bazı grupları veya bazı cemaatleri bazı isimleri marka haline getiriyor. Bunları kötülüyor. Ne kadar kötülük insanların hoşnut olmadığı şey varsa bunlarla ilişkilendiriyor. Bu bazen bir cemaat, yani genelde bir cemaat oluyor, yani bütün dünyada İslamî bir kesimden bir cemaati alıyorlar.
Bu bir dönem İhvan'dı. Bir dönem el Kaide’ydi. Şu anda IŞİD. Şu günlerde yine tekrar Boko Haram’dır ve benzeri örgütler. Bir zamanlar Türkiye’de Hizbullah’tı. Mesela bir zaman İrancılardı. Bir zaman Suudçulardı.
Bir lakabı marka haline getiriyor. Sonra medya aracılığıyla tağutların sihirbazı olan kendilerini din adamı diye isimlendiren din tüccarları vasıtasıyla o kavramı, o markayı insanların gözünde çirkinleştirebildiği kadar çirkin hale getiriyor. Atmadığı iftirayı bırakmıyor. Söylemediği yalanı bırakmıyor.
Eğer herhangi bir yerde bir davetçi çıkar ve kitleleri etkilemesinden korkarlarsa, direkt o davetçiye o yaftayı vuruyorlar ve onu o şekilde isimlendiriyorlar.
Şu an Silivri’de cezaevinde yatan dördüncü sınıf bir emniyet müdürü vardı o zaman bizimle konuşurken FETÖ’cü bir adamdı. Bana demişti ki: Biz sizin el-Kaide olmadığınızı biliyoruz. Bunu bizzat kendisi bana söyledi. Hatta daha sonra bu görüşleri adamların bazı belgelere yansıdı ve Amerikalı diplomatlar buradan kendi ülkeleriyle yazışırken aslında Türkiye’de el-Kaide diye göz altına alının Müslümanların çoğunun, el-Kaide’yle bir ilişkilerinin olmadığını sadece Türkiye’de genel kabul gören din anlayışına uygun yaşamadıklarını itiraf etmek zorunda kaldılar.
Ama yine de aynı adamlar bizi ikinci defa yine el Kaide diye aldılar, üçüncü defa yine el-Kaide diye aldılar.
Bursa ağır ceza mahkemesi savcısı bizim dergiyi bastırıyor ve kardeşleri gözaltına alıyorlar. Mahkeme başkanı istihbarata bir yazı yazmış. Beni ve Türkiye’de bilinen başka davetçileri sormuş. Bu adamlar kimdir? Bu adamların ışid ile bir alakası var mıdır?
Gelen yazı şu şekilde:
Bu adamların IŞİD ile bir alakası yoktur. Hatta IŞİD’e mesafeli açıklamalarından ötürü IŞİD’in taraftarları, sempatizanları bu adamı dinlememektedir. Falanca adamı dinlemektedir diye başka bir isim vermişler orada.
Şimdi burada asıl mesele şu, bu devletin gizli odalarda, masa başındaki fikridir. Ama üç ay sonra aynı devlet yine sana IŞİD diye operasyon yapabiliyor. Aynı devletin polisi, aynı devletin savcısı işid diye sana dosya açabiliyor.
Bu konuda üzülmememiz lazım. Yani bu, Allah’ın (ac) sünnetidir.
Tağutların iftira etmesi, karalaması, insanları olmadıkları gibi göstermesi, bu Allah’ın sünnetidir. Bütün peygamberlerin başına gelmiş olan bir şeydir.
Bir zaman herkes Hizbullahçıydı.
Bir zaman herkes İBDA-C’ciydi.
Bir zaman herkes İrancıydı.
Bir zaman herkes Suudçuydu.
Revaçta olan ne varsa onun ilişkilendir. İçeriye al, zulmet, davetin sesini kes, proje budur.
ÖNEMLİ BÖLÜMLER
- 00:21 Tevhid davetinin fıtrata uygunluğu
- 00:47 İftira atmak, yalan söylemek müşriklerin ahlakıdır.
- 01:52 Günümüzde de küresel tuğyan şöyle işliyor.
- 02:09 Tağutların sihirbazı medya
- 03:05 Halis Hoca’nın (Ebu Hanzala) emniyet müdürü ile olan diyaloğu
- 03:55 Tevhid Dergisi ve Ebu Hanzala Hoca’nın Işid ile ilgisinin olmadığına dair devletin elindeki istihbarat raporu
- 05:13 Allah’ın (ac) sünneti
- 06:38 Allah nurunu tamamlayacaktır.
Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…