Cehalet Mazeret Midir? İslam’a Göre Cahil Olanların Kıyamet Gününde ki Durumu Nedir? – Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Cehaletin tanımı nedir? - Allah'a şirk koşan insanlar cahilliklerinden ötürü mazur sayılır mı? - Halis Hoca (Ebu Hanzala)
Cehalet nedir/mazeret midir? Cehalet ile ilgili şüpheler, cehalet ve yüz çevirme arasında ki fark nedir?
Halis Hoca, cehalet ile ilgili sorulara cevap veriyor.
Günümüzde bilgiye ulaşmak için her türlü imkan varken, geçmiş kavimlerin yaptıklarına adım adım kulaç kulaç uyan insanların Allah’a şirk koşarken cehalet ile mazur kabul edilemeyeceği, esasen insanların Allah’tan ve Allah’ın zikrinden yüz çevirerek küfre girdikleri anlatılıyor.
Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Sizden önceki milletlere adım adım, zira zira tabi olacaksınız. Onlar kelerin deliğine girseler siz de onlarla beraber kelerin deliğine gireceksiniz. Ehli kitaba adım adım, karış karış tabi olacaksınız.” (Buhari, Müslim)
Hadiste Peygamberimiz şöyle buyuruyor:
“Benim ümmetimden bir grup putlara tapmadıkça benim ümmetimden bir grup da müşriklere katılmadıkça kıyamet kopmayacaktır.
“Lat’a ve Uzza’ya tapılmadıkça gece ve gündüz bir gitmez. Yani kıyametten önce mutlaka Lat’a ve Uzza’ya tekrardan tapılacak. “ (Buhari)
Başka bir hadisi şerifte Peygamber (sav) dedi:
“Devs kadınlarının kalçası Zilkalese putunun etrafında dönmedikçe kıyamet kopmaz.”
Putperestlikte dahil olmak üzere, geçmiş ümmetlerin yaptıkları yanlışların bu ümmette vuku bulup zuhur edeceğini Peygamber (sav) bildiriyor.
Peygamber’in (sav) haber verdiği gibi insanlar putlara tapıp, şirk koşup, yanlış işler yapınca insanlar oturup şu konuyu tartışmaya başladılar: Bu puta tapan, şirk koşan insanlar biz bunlara müşrik diyecek miyiz? Tekfir edecek miyiz yoksa edemeyecek miyiz?
Bir grup Allah’ın kalplerini Tevhid’le aydınlattığı insan aynı sahabenin durduğu gibi dik durdu. Dediler ki: Din, Allah’ın dinidir. Kim Allah’ın dininde bir ismi gerektiren bir şey yaparsa o ismi alır. Küfür işleyen küfür ismini alır. Şirk işleyen müşrik ismini alır. İslam üzere Allah’a kulluk eden, halis bir şekilde yüzünü Allah’a dönenler ise Müslim, Müslüman ismini alır dediler. Bir grup insan ise açıkçası bu yükün altına girmeye tahammül edemedi ve insanlara mazeretler aramaya başladılar.
Dediler ki: Ne yaptığımız taktirde biz bu insanların müşrik olmadığını, günahkar Müslümanlar olduğunu söyleyebiliriz. Cehalet özürdür dediler, tevil özürdür dediler, taklit özürdür dediler. Allah’ın Kur’an’da özür değildir dediği ne varsa Allah’a, Allah’ın ayetlerine nazire yaparcasına Allah’a isyan edercesine bunların tamamına özürdür dediler ve cehalet özür müdür değil midir meselesi şirkin yaygınlaşması ve insanların da çokça Allah’a şirk koşmasıyla beraber İslamî kesimin gündemine giren bir mesele olmuş oldu.
Cehalet özürdür demek şudur: Bir adam cahilce bir fiili yaparsa onun sonuçlarıyla yargılanmaz. Yani dünyada ona müşrik denmez. Ahirette de ateşe girmez demek.
Cehalet özür değildir demek ise bir adam bilgisizce de olsa bir yanlış yaptığında yaptığı yanlışın hem dünyadaki hem de ahirette ki karşılığını görür demektir.
Cehaletin özür olmadığını konuşabilmek için ortada kesinlikle bilginin ve bilginin kaynaklarının olmaması gerekir. Çünkü bir yerde bilgi ve bilginin kaynakları varsa orda cehalet meselesi söz konusu değildir. Orda söz konusu olan şey yüz çevirmek, ilgisiz kalmaktır. Bu topluma Kur'an ulaşmış mıdır? ulaşmıştır. Sünnet ulaşmış mıdır? ulaşmıştır. İnsanlar Peygamberlerin davetini duymuş mudur? duymuştur. Böylesi bir toplum da cehalet özür müdür? Değil midir? diye tartışan insan bilerek veya bilmeyerek konuyla hiç alakası olmayan bir yere girmiş demektir.
Bu topluma Kur'an-ı Kerim ulaştığı için, bu toplum da atalarının örfüne değer verdikleri kadar Allah'ın kitabına değer vermediklerinden, işyerlerine verdikleri değer kadar Allah'ın kitabına değer vermediklerinden, askerde ki çocuklarının, üniversitede ki çocuklarının eve yazdıkları mektuba, telefonlarına gelen bir mesaja değer verdikleri kadar Allah'ın kitabına değer vermediklerinden dolayı yani ilgisiz kaldıklarından, yüz çevirdiklerinden ötürü cahil kalmışlardır, ilgisiz kalmışlardır. Ama buna cehalet denmez yüz çevirme denir.
Eğer bir topluma bilgi ve bilginin kaynakları ulaşmamışsa, kitapta ulaşmamışsa, peygamber de ulaşmamışsa o zaman cehalet özür müdür? Değil midir? bunu 3 kısma ayırmamız gerekiyor.
- Allah’a ibadet edip hiçbir şeyi O'na ortak koşmamak ile ilgili meseleler.
- Farz ve haramları içeren namaz, zekat, oruç, içkinin haram olması, zinanın haram olması gibi meseleler.
- Dinin kemale ermesini sağlayan, müstehap cinsinden olan meseleler.
Birinci meseleye gelince, her insan bunun bilgisini yanında taşıdığından dolayı, fıtratında taşıdığından ötürü harici bir öğreticiye insanın ihtiyacı yoktur. bundan ötürü insan Allah'a şirk koşuyorsa hangi dönem ve çağda yaşıyorsa yaşasın mazur değildir ve ona müşrik denir.
Yüzünü (hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayan muvahhid) bir hanif olarak dine çevir. Allah’ın insanları yarattığı fıtrata (uy). Allah’ın yaratmasında değişiklik yoktur. (Herkesi tevhid fıtratı üzere yaratmıştır.) İşte dosdoğru din budur. Ancak insanların çoğu bilmezler. (30/Rûm, 30)
Demek ki her insan fıtratında Allah'a nasıl yöneleceğini, nasıl şirk koşmadan Allah'a ibadet/kulluk edeceğini bilerek Allah (cc) onu yaratmıştır.
İkinci mesele ise, dinde zorunlu bilinmesi gereken ilmi ve bilgisi insanlar arasında yaygın olan zahir meselelerdir. Bunlar farzlar ve haramlar gibi Peygamberlerin altını çize çize sürekli topluma anlattıkları meselelerdir. Bir insanın fıtratla bunları bilmesi mümkün değildir. Namazın farz olduğunu bilemezsin, zinanın haram olduğunu bilemezsin. Kötü bir şey olduğunu bilebilirsin ama haram olduğunu ve cezasının olduğunu bilemezsin. Mutlaka bir Peygamberin gelip sana, Allah'tan haber verip bunları yapabilirsin, bunları yapamazsın diye söylemesi gerekir. Haliyle eğer insan bir Peygambere erişmemişse, Peygamberin daveti kendine ulaşmamışsa ya da yeni Müslüman olmuşsa henüz dinini öğrenememişse ya da Müslümanlardan çok uzak bir beldede yaşadığı için bilgiye ve bilginin kaynaklarına ulaşamamışsa haramı ve farzı bilmediğinden ötürü cehaleti mazerettir.
Üçüncü mesele, öğrenilmesi için dinde derinleşilmesi gereken tafsilatlı konulardır. Bunlarda ise ittifak ile cehalet mazerettir.
ÖNEMLİ BÖLÜMLER
- 00:19 “Sizden önceki milletlere (ehli kitaba) adım adım, karış karış tabi olacaksınız.”
- 02:47 Cehalet özürdür demek nedir? Cehalet özür değildir demek nedir?
- 04:31 Yüz çevirme küfrü, İ’rad küfrü
- 09:58 Cehalet hangi konularda özürdür, hangi konularda özür değildir?
- 11:24 “Bütün insanlar hanif olarak yaratılmıştır.”
- 12:30 İnsanlar Allah’a şirk koşmayacaklarına dair ruhlar aleminde söz vermişlerdir.
- 14:16 Zeyd İbni Amr İbni Nufeyl
- 18:26 Cehaletin mazeret kabul edildiği meseleler
Küfrün Karanlıklarından, Vahyin Aydınlığına…