Halis Hoca’ya Atılan İftiralara Cevaplar
Başlattığı İslami davet ve irşad çalışmalarının ilk gününden bu yana muhalif ya da ana akım fark etmeksizin birçok medya kuruluşunca hedef tahtasına konulsa da sistematik şekilde hedef alınması, ikinci tutukluluğu sona erdiren tahliye ile başlamıştır.
Bu durum aynı zamanda tahliyesinden bir yıl kadar önce yayın hayatına girmiş olan Tevhid Dergisi ile birlikte Halis Hoca’nın1 davet çalışmalarının binlerce kişiye ulaşmaya başladığı günlere denk geliyor. Sosyal medyadaki yoğun ve etkili çalışmaların da başlaması, bu süreçte Halis Hoca’nın kamuoyundaki bilinirliğinin artmasında önemli bir faktör olarak biliniyor.
Burada en dikkat çeken husus; birbiri ile taban tabana zıt yayın politikaları izleyen medya kuruluşlarının Halis Hoca’ya yönelik sınırsız linç ve iftira içerikli masa başı haberleridir. 12 yıl içinde iftira, linç ve kimi zaman hakaret boyutuna ulaşan en üst telden yapılmış bu haberlerden bazılarını ele alacağız.
İFTİRA - 1
‘1 Numara’ Ebu Hanzala’ya tahliye!
Türkiye'deki IŞİD yapılanmasının '1 Numara'sı olduğu iddia edilen Ebu Hanzala'nın tahliye edilmesi şaşkınlık yarattı.
25 Mart 2016
Babası Gaffar Okkan suikastinin planlayıcılarından olan kendisi de terör örgütü IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasının “1 numaralı ismi” olduğu gerekçesiyle tutuklanan “Ebu Hanzala” kod adlı Halis Bayancuk’un ağır hapis istemi ile yargılandığı davadan tahliye edilmesi şaşkınlık yarattı.
SÖZCÜ / ANKARA
Duruşmalarda “Mahkeme salonunda neden Atatürk resmi var?” diye soran ve “Şeriat isteyen” Bayancuk, Ankara'da 102, Suruç'ta 32 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıları, Musul Başkonsolosluğuna yönelik 49 kişinin rehin alındığı baskın, Musul'a mazot götüren 32 Türk vatandaşı TIR şoförünün kaçırılması ve Niğde’de jandarmaya yönelik saldırı eylemlerine katılan İŞİD terör örgütünün Türkiye’deki sorumlusu olarak gösterilmişti.
KONU TBMM’DE
Bayancuk’un tahliyesini TBMM gündemine getiren CHP milletvekili Eren Erdem ”Halis Bayancuk ve tahliye edilen diğer 7 sanık, IŞİD terör örgütünün Türkiye temsilcileri olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı” dedi ve şunları söyledi:
”Birinin aracında patlamaya hazır bomba bulundu. İddianamede Antep'ten 2 Fransız kadını Rakka'ya götürüp teslim ettikleri yazıyor. IŞİD kamplarında eğitim yaptılar. Halis Bayancuk Türkiye sınırına 250 metre mesafede konuşuyor ve ‘Biz İstanbul'u fethedeceğiz. IŞİD bizim Müslüman kardeşimizdir. Onlara yapılan her saldırıyı bize yapılmış sayarız” diyor. Düşünürler, gazeteciler, akademisyenler tutuklu; teröristler dışarıda”
BABASI DA HÜKÜM GİYDİ
Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk, 2008’de İstanbul’da ikinci Sinegog baskını eylemini planlarken yakalandı ve bir yıl sonra tahliye edildi. Bayancuk, tahliye sonrası da takibe alındı. Teknik ve fiziki takipte, Bayancuk’un talimatları ile örgütün ses getirecek bir eylem hazırlığında olduğu belirlendi. Polis, 2011’de 50 adrese operasyon düzenledi, içlerinde Halis Bayancuk’un da bulunduğu 42 kişi gözaltına alındı. Tutuklanarak cezaevine gönderilen Bayancuk 24 Ocak 2013’de tekrar tahliye edildi. Son operasyonda yeniden tutuklandı önceki gün de yeniden tahliye oldu.
Bayancuk, yasadışı Hizbullah terör örgütünün yöneticilerinden Hacı Bayancuk'un oğlu. Baba Hacı Bayancuk, Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastı planlayıcısı olarak hüküm giymişti.
GERÇEK - 1
Bu haberde Halis Hoca’nın babası üzerinden verilen yanlış bilgilerle oluşturulan algı ile Hoca'nın da şahsıyla ilgili iddiaları ne kadar fazla hak ettiğine vurgu yapılmış(!)
Halbuki Halis Hoca’nın babasının Hizbullah davasından hüküm giymesi dışında tüm bilgiler kurgudan ibarettir. Dosyası da iddia edildiği gibi hiçbir zaman Gaffar Okkan suikastı ile ilişkilendirilmemiş; söz konusu iddia, dönemin siyasi konjonktüründe yine basın tarafından ortaya atılmıştır.
Haberin spotundaki "... IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasının "1 numaralı ismi" olduğu gerekçesiyle tutuklanan..." ifadesi ise yıllardır mahkemelerce yapılan yargılamalara konu olmuş, polis fezlekesi ve savcılık iddianamelerinin ispata muhtaç suçlamasından ibarettir.
Fakat haberi yapanlar savcılık makamına oturmuş, yetmemiş hâkim cübbesini giymiş ve Halis Hoca'yı mahkum etmişlerdir. Durumun şaşırtıcı yanı ise; Halis Hoca hakkında açılan ilk dosya 2008 yılına ait, haber tarihi 2016'ya, bugün 2020 yılındayız ve halen mahkemelerde Halis Hoca hakkında kesinleşmiş bir hüküm bulunmamaktadır.
Ayrıca haberde Halis Hoca ile ilişkilendirilen Ankara, Suruç patlamaları, Niğde saldırısı ve Musul’da Türk tır şoförlerinin kaçırılma iftiralarından hiçbiri Halis Hoca hakkında açılan tek bir iddianameye dahi konu olmamıştır. Örnek olarak Suruç patlaması sonrası kamuoyunun tansiyonunu düşürmek için gözaltına alınan Halis Hoca’ya patlama ile ilgili tek bir soru sorulmamış, Tevhid Dergisi’nde yaptığı yazarlık ve yıllardır kullandığı künyesi sorulmuştur.
Haberde devletin gizli belgelerini ifşa etmekten 2 yıla yakın tutuklu yargılanan, yalancılığı ile meşhur dönemin CHP’li vekili Eren Erdem’in meclis kürsüsünden sarf ettiği ifadeler ise hiçbir zaman ne polis fezlekelerine ne de iddianamelere girmiştir.
Halis Hoca’nın bırakın Türkiye sınırını geçmesi sınır illerine gittiğine dair ne bir iddia ne de bir delil mevcuttur. "Biz İstanbul'u fethedeceğiz. IŞİD bizim Müslüman kardeşimizdir. Onlara yapılan her saldırıyı bize yapılmış sayarız" sözleri ise o yıllarda kimler tarafından çekildiği belli olmayan ve sosyal medyada dolaşan faili meçhul bir videodan alıntılanmıştır. Görüntülerin Suriye’de çekildiğine dair tek emare ise alanın bir zeytin bahçesi olmasıdır. Akıl sahibi herkes de bilmektedir ki; o günlerde eski bir vekil olan müfteri zat, bu yolla iktidar partisini sıkıştırmanın hesaplarını yapmaktadır.
Devam eden iftiralarda "2008’de İstanbul’da ikinci Sinagog baskını eylemini planlarken yakalandı ve bir yıl sonra tahliye edildi." denilerek Halis Hoca’nın 2008 yılında açılan ilk dosyası kastedilmiştir. Ama sadece kastedilmiştir; çünkü söz konusu iddianamede hiçbir zaman Sinagoglara yönelik bir saldırıdan bahsedilmemiştir. Sinagoglara saldırı girişimi de bir medya efsanesi olarak basın tarihimizde yerini almıştır.
İFTİRA - 2
‘Ebu Hanzala’ IŞİD’e eleman kazandırmak için Adapazarı’nda mescit açmış
31/05/2017
Türkiye’deki cihatçıların ‘akıl hocası’ olarak bilinen ‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk’un Adapazarı’nda örgüte eleman kazandırmak için gizlice mescit açtığı belirlendi.
Bayancuk, Sakarya başsavcılığının soruşturması kapsamında İstanbul’da dün gözaltına alınarak Sakarya’ya götürülmüştü.
Bayancuk’un sorgusu Sakarya emniyetinde devam ediyor.
Geçen hafta Sakarya’daki operasyonda gözaltına alınan, Suriye’ye geçme hazırlığında olduğu iddia edilen sekiz şüphelinin, Bayancuk aracılığıyla IŞİD’e katıldıklarını söylediği öğrenildi.
Soruşturmada, IŞİD’e eleman kazandırmakla suçlanan Bayancuk’un amaçları doğrultusunda Adapazarı’nda toplantı için gizli mescit açtığı, piknik düzenlediği ve İstanbul’a eleman götürdüğü belirlendi.
Üç kere tutuklandı
Önce 2008’de, sonra 2011’de, ardından da 2014’te olmak üzere üç kez hapse giren Bayancuk, ilk ikisinde ‘El Kaide Türkiye liderliği’, son operasyonda ise ‘IŞİD Türkiye liderliği’ gerekçesiyle tutuklanmıştı.
2015 yılında dördüncü kez cezaevine giren Bayancuk, 2016 yılında tahliye edilmişti.
Polisin sol örgütleri hedef alan operasyonlarında tanıdık hale gelen kelepçe takma, ağız kapatma, kafa bastırma görüntüleri Bayancuk gözaltına alınırken yaşanmamıştı.
Aynı gün gözaltına alınan sol örgüt üyelerinin aksine, Bayancuk’a kelepçe takılmamıştı. Tepkilere neden olan bu görüntünün ardından basına bir de kelepçeli bir fotoğraf servis edilmişti.
İstanbul’u da alacağız inşallah
Kendisini ‘İslam Davetçisi’ olarak tanımlayan Bayancuk’un “Suriye’nin fethedilmesinden sonra sıra Türkiye’ye gelecek. İstanbul’u da alacağız inşallah” dediği kayıtlar ortaya çıkmıştı.
Hükümeti tehdit etmişti
Ebu Hanzala, İstanbul Ömerli’deki piknik alanında gerçekleştirilen toplu bayram namazı etkinliğinde hükümete, “Bize zulmetmeye devam ederseniz Allah, sizin bize yaptığınızı başkasının eliyle size yapacaktır. Müslümanların evlerini sabah 5’te basarsanız, mahremiyetini çiğnerseniz, sizi Allah’a şikayet ederiz. Aklınızı başınıza alın” tehdidinde bulunmuştu.
GERÇEK - 2
İkinci linç ve iftira haberi ise yine hayal gücü sınır tanımayan Diken editörleri elinden çıkan Halis Hoca'nın son tutuklaması ile ilgili mezkûr bir haber. Haber, Halis Hoca'nın tutuklanması gereken "tehlikeli bir silahlı örgütün lideri" olduğu hayal edilerek masa başında hazırlanmış, kişilik haklarına saldırı niteliği ile ön plana çıkıyor. Hiçbir zaman Adapazarı’nda davet çalışması yapmamış olan Halis Hoca için Adapazarı’nda mescit açtığı ve buradan İstanbul’a eleman gönderdiği iddia edilmiş. Editörlerin, elemanların Suriye veya herhangi bir çatışma bölgesine değil de İstanbul’a gönderildiği hezeyanına kapılmasının sebebi ise anlaşılmamıştır.
Haberde, “Suriye’ye geçme hazırlığında olduğu iddia edilen sekiz şüphelinin, Bayuncuk aracılığıyla IŞİD’e katıldıklarını söylediği öğrenildi” denilse de sekiz şüpheli hiçbir zaman ne polis sorgusunda ne savcılıkta ne de mahkemede bu ifadeleri kullanmamıştır. Gizli(!) mescit hiçbir zaman görüntülenememiş, örgütsel pikniklerin(!) nerede ne zaman yapıldığından bahsedilmemiştir. Diğer haberdeki İstanbul’un fethi ile ilgili sarf edilen faili meçhul sözler, bu haberde de es geçilmemiş kriminal delillendirme olmaksızın Halis Hoca'ya ait olmayan konuşmalar üzerinden Halis Hoca’nın Suriye’ye gittiği ve bu şekilde konuştuğu iftirası ortaya atılmıştır.
Haberin sonunda o dönem yapılan haksız gözaltılar sebebiyle hükümeti eleştiren Halis Hoca’nın "Sizi Allah’a şikâyet ediyoruz" sözleri "Hükümeti tehdit etti" olarak çarpıtılmıştır.
İFTİRA - 3
Ebu Hanzala ABD ile anlaşma yapıldığını itiraf etti
IŞİD terör örgütü mensubu 26 yaşındaki Ö.T. itiraflarında, örgüt üyelerinin IŞİD bölgesine kolay geçişi, yaralıların PYD hastanelerinde tedavi ettirileceğine ilişkin ABD ile anlaşma yapıldığını sorgusunda itiraf etti.
22.10.2018
IŞİD terör örgütü mensubu 26 yaşındaki Ö.T. itirafçı oldu. Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen terörist Ö.T. anlattıkları ile örgütün bilinmeyen yönlerini açığa çıkardı. Ebu Hanzala kod adlı Halis Bayancuk'un medreselerinde 2008-2013 yılları arasında eğitim aldığını söyleyen Ö.T., “2013 yılında Ebu Hanzala'nın cemaatine bağlı Suriye'nin Keferhamra bölgesindeki Kürt İslam Cephesi içerisinde bir yıl kaldım. 2015 yılında Ebu Hanzala ile görüşüp IŞİD'e katılmak istediğimi söyledim. Ardından Suriye'ye örgüte katılmak için gittim” dedi. Ö.T., şöyle devam etti:
PYD BÖLGESİNDEN TAHLİYE
Ebu Hamam'da IŞİD'ın ABD ile anlaşma yaptığını duydum. Anlaşmaya göre erzaklar IŞİD bölgesine geçecek, IŞİD bölgesine Türkiye'den örgüt mensuplarının rahat geçiş yapabileceği ve zorluk çıkarılmayacağı, IŞİD yaralılarının PYD örgütü hastanelerinde tedavi ettirileceği ve IŞİD kadınlarının PYD örgütünün bölgesinden rahatlıkla tahliye ettirileceklerine ilişkindi. IŞİD ile YPG arasında anlaşmaya varılarak IŞİD mensuplarının Rakka'dan kontrollü bir şekilde Deyrizor bölgesine geçmelerine izin verildiğini öğrendim. İstanbul'a döndükten sonra ailemle görüşmeme izin vermediler. Orada halka zulüm edildiğini gördüm. Emir olarak en üst düzeyde görev yapan Mısır, Rusya ve Tunus gibi ülkelerin vatandaşı olup IŞİD içerisinde bakanlar kuruluna kadar yükselerek ardından casusluk yapan şahıslar oldu. Ebu Hanzala medreselerinde dini duygularım istismar edildi. Rakka'ya geldiğimde kaçmayı düşündüm. Ancak sıkı denetimden dolayı kaçamadım.
14 YIL HAPİS VERİLMİŞTİ
Sakarya'da, terör örgütü IŞİD'ın üst düzey yöneticisi olduğu iddia edilen “Ebu Hanzala” kod adlı Halis Bayancuk'un da aralarında bulunduğu 5'i tutuklu 11 sanığın yargılandığı dava haziran ayında karara bağlandı. Bayancuk'a ‘silahlı terör örgütü kurma ve yönetme' suçundan 12 yıl 6 ay ile ‘terör örgütü propagandası' suçundan 1 yıl 6 ay 22 gün hapis cezası verildi.
KURALLARA UYMAYANA KIRBAÇLI CEZA
İtirafçı Ö.T., Halis Bayancuk'un medreseleriyle ilgili şunları anlattı: İhtiyaçlarımız cemaat tarafından karşılanırdı. Telefon ve televizyon kesinlikle yasaktı. İstanbul'da evleri olanlar iki haftada bir evlerine gidebilirdi. Kurullara uymayanlar 15 kırbaç cezası alırlardı. Öğrencilerin babalarının maaşlarından yüzde 10'nu cemaate verilirdi. Medresede nöbetçi kalan arkadaşlara sokakta dikkat çeken araçlar olursa plakalarını alması söylenirdi. Bu plakalar Ebu Hanzala'ya verilirdi. Ebu Hanzala cezaevinden çıktıktan sonra medreseye gelerek bize ders vermeye başladı. Medresede 10-14 yaşları arasında yaşı küçük çocuklar bulunuyordu. F.U. 13-14 yaşlarındaydı. Ailesiyle birlikte (Dedesi, amcası, annesi, babası ve kız kardeşi) IŞİD'e katıldı. Irak Telafer şehrinde 2016 yılında öldü. Vanlı 11 yaşında ismini hatırlamadığım hafız olan birisi vardı. Suriye'de öldüğünü biliyorum. Ahmet Selim Şimşek 11-12 yaşlarındaydı Irak Telafer'de öldüğünü duydum. İstanbul'da kaldığım bazı medreselere polis tarafından operasyon düzenlendi. Yaşı küçük çocuklara tarikat mağduru olarak işlem yapıldı ve serbest bırakıldılar. Baskın yapılan medreseler kapatıldı. Daha sonra başka bir yerde açıldı. 2011 yılında tarikat mağduru çocuk ve yine El Kaide terör örgütüne üye olmak suçundan işlem gördüm."
GERÇEK - 3
Bu haber ise kendini kimi zaman muhafazakâr demokrat kimi zaman siyasal İslamcı zanneden iktidar yanlısı Time Türk’ten. Haberde IŞİD saflarında yıllarca savaşan bir örgüt mensubunun tutuklanma korkusu ile polis sorgusunda verdiği ifadeler üzerinden hiçbir ahlaki değer gözetilmeden iftira içerikli bir senaryo dikkat çekmektedir. IŞİD örgütünün güç kaybetmesi ve dağılması sonucu, Türkiye'ye kaçtığı sırada sınırda yakalanan Ö.T. isimli şahıs daha önce bir dönem Tevhid Dergisi ile genel faaliyetlere katılmaktan ibaret olan ilişkisi üzerinden yola çıkarak oldukça fantastik bir senaryo ortaya koymuştur. Ö.T.’nin tutuklanmamak ve ceza almamak adına kurguladığı hayat hikayesinin hiçbir şekilde delile dayanmaması bir yana; Ö.T.’nin ifadelerinde yer alan Suriye topraklarında gördüğünü iddia ettiği kırbaçlama olayını, haber sitesinin sanki İstanbul’da gerçekleşmiş gibi haberleştirerek akıl almaz bir iftiraya imza atmıştır. Aslında söz konusu ahlak fakiri, müfteri yayın kuruluşlarının bu rahatlığı, izan sınırlarını kaybetmiş olmaları ve bol keseden zırvaladıkları haberlerinin hiçbir hukuki denetime tutulmamasından kaynaklanmaktadır.
Kaldı ki Ö.T daha sonra 2019 ve 2020 yıllarında görülen farklı mahkemelerde bahse konu ifadeleri polis baskısı ve işkence altında verdiğini beyan etmiş, ifadelerinden rücu etmiştir.
İFTİRA - 4
"Ebu Hanzala gerçeği
27.02.2017 / Erk Acerer
Halis Bayancuk… Selefi geleneğine uygun bir kod isim kullanıyor. Ebu Hanzala… Yani Hanzala’nın babası. Kendisine bağlı cemaati var. Tevhid Ekip deniyor. Kelime anlamı kısaca “Allah’ın varlığını, birliğini, tüm yetkin niteliklerinin kendisinde toplandığını, eşi ve benzeri olmadığını bilmek ve buna inanmak” demek. Tevhid Ekip’in bir internet adresi bulunuyor. Sosyal paylaşım sitelerini kullanıyor. Dahası barkotlu, yani ‘yasal’ kitap ve dergileriyle cemaatine ulaşıyor.
Yadırganmayacak gibi değil… Piyanistlerin tutuklandığı ülkede, açıktan şeriat çağrısı yapmanın üzerinde ‘laf olsun diye’ şöyle bir duruluyor. Bu 15 yıllık AKP iktidarının, beslendiği ve beslediği kaynakları gözler önüne seriyor. Kamuoyunun tepkisi sonucu Ebu Hanzala’nın afişlerle duyurarak gerçekleştireceği ‘Kehf Suresi tefsiri dersi’ iptal ediliyor.
Valilik can güvenliklerini sağlamak için iptal etmiş
Fakat mesele sanıldığından daha çetrefilli. Ebu Hanzala yaptığı açıklamada; dersin kendi mescitlerinde yapılacağını, belediyeyle bir ilgisi olmadığını ve görselin photoshop’lanarak bozulduğunu ifade ediyor. O açıklamadan başka gerçeklere de ulaşılıyor. Valiliğin toplantıyı; Tevhid Ekip’in can güvenliği endişesiyle iptal ettiğini öğreniyoruz.
Sapla saman karışmasın!
Ebu Hanzala’nın ekibiyle inişli çıkışlı bir ‘ilişkimiz’ var. Tamamen duygusal! İstanbul’daki IŞİD ana davası izlenimlerimiz açık: “Bunun IŞİD’in ana davası olması mümkün değil, Ebu Hanzala’nın IŞİD Türkiye lideri olarak anılması abes. Buradan, Diyarbakır, Suruç ve Ankara çıkmaz!” Dava sonrası mesaj atıyorlar; “Bu hakkaniyetli davranışınız için teşekkür ederiz!”
IŞİD’i konu alan bir dosyada Tevhid dergisini görünce, haberi yapıyoruz; İddianamede Ebu Hanzala’nın dergisi var!” Bu kez farklı bir refleks alıyoruz: “Nerede kaldı hakkaniyet?”
Karşılık net: “Sapla samanı karıştırmıyoruz!”
Ebu Hanzala ilgili gerçekçi tespitler yapılabilir. Buz gibi bir selefi örgütlenmeyle karşı karşıyayız. Cihadı öven, Suriye’de bulunan, IŞİD de dâhil pek çok örgütün fikirleriyle ortaklaşan bir ekip. Fikirler bir olunca, dergileri de sadece el Kaide, Nusra ve bilumum zihniyete değil IŞİD’e de ilham olabiliyor. Fakat Ebu Hanzala’dan IŞİD’e hele hele Türkiye’deki katliamlara ulaşılamıyor.
“Suruç’u kimin yaptığını devlet iyi biliyor ama bizi alıyor”
Halis Bayancuk, nam-ı diğer Ebu Hanzala zaten basit bir şekilde tarif ediyor: “İki örgütte birden nasıl üye olayım. Birinin militanı, diğerinin Türkiye yöneticisi görünüyorum. Bu iki yapı Suriye’de birbiriyle savaşıyor.
İşte buralar; zurnanın zırt dediği yer; neden mi?
Dersin iptal edilmesine kızan ve bunu, “Bizimle sizin aranızdaki düşmanlık ebedi bir düşmanlıktır, siz batılın taraftarı olmayı tercih ettiniz bizse hakkın” sözleriyle dile getiren Ebu Hanzala’nın satır aralarında söyledikleri çarpıcı: “Devlet, Suruç patlamasını kimin yaptığını çok iyi biliyordu. Ama sırf meydanlarda zırlamasınlar diye Müslümanları topladılar.”
Ebu Hanzala buysa IŞİD’ciler kim? Tamamen muğlak
Tam burada; “Türkiye IŞİD’i nedir, kime bağlı çalışır ya da çalıştı?” sorusu bir kez daha gündeme geliyor. Ebu Hanzala’nın söylediklerinin üzerine, geçen yıl Antep’te görüştüğümüz, bir El Kaide’li avukatın Türkiye IŞİD’i ile ilgili sözlerini iliştirelim: “Bunlar türedi kardeşim. Gençliğimden beri, cihat hareketinin içindeyim, ne isimlerini duydum ne yüzlerini gördüm.”
Ebu Hanzala’ya dönelim… Devlet açısından bir çıkarımda bulunalım. Sözlerine bakıp, onun devlet açısından ‘kullanılamayan’ ancak ‘kullanışlı’ bir malzeme olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Ebu Hanzala üzerinden topu çaktırmadan taca atabilmek mümkün oluyor.
Laik, aydın kitlelerin ise Ebu Hanzala tuzağına düşmemesi gerekiyor. Halis Bayancuk; photoshop’a ihtiyaç duyulmayacak kadar ‘gerçek’ bir karakter.
Ebu Hanzala üzerinden çok şey görünüyor
Yinelemekte fayda var; gericiliğin kalesi… “Piyanist tutuklu, anayasal düzeni yıkıp yerine şeriat devleti kurmak isteyen serbest” argümanı doğru. Ancak daha ötesi yok.
Ebu Hanzala, Türkiye’nin 1950’den beri son 15 yılda ivme kazanarak geldiği yeri ve sağ iktidarların ikiyüzlülüğünü gösteriyor.
Ebu Hanzala ile ‘kafasındaki sorular dışında’ ortaklaştığımız bir yer daha var. Elbette kendi açısından baksa da ilginç bir tespit! Ankara Valiliği’nin yasakladığı toplantısının ardından yaptığı konuşmasında aynen şöyle söylüyor: “Sağ iktidarlar hiçbir zaman omurga sahibi olmamıştır. Sağ iktidarların tamamı komplekslidir, tamamı korkaktır.”
Köy enstitülerinden IŞİD’e
Tevhid hocasının kendi açısından baktığı yer bizim açımızdan da doğru…
Sağ iktidarlar… Köy enstitülerinin kurucusu, Anadolu aydınlanmasının önemli ismi Hasan Ali Yücel’in ölüm yıldönümünde, şiir okumak varken, Türkiye, gericilik, IŞİD, Ebu Hanzala analizi kasıyoruz sayelerinde.
Madem öyle… “Hayatta en çok babamı sevdim” diyen oğul Can Yücel’in kısa bir şiiriyle noktayı koyalım:
“Gün gelir bu işe millet de şaşar,
tam kurşun işlemez deminde karanlığın,
bir ateş böceğidir başlar.”
GERÇEK - 4
Halis Hoca hakkında en manipülatif haberlere imza atan medya kuruluşlarının başında Birgün Gazetesi ve onun müzmin solcu muhabiri Erk Acarer gelir. Solcu gibi takılan muhabirlerin en önemli gelir kaynağı aslında böyle konulardır. Konu ile ilgili birkaç haber yaparlar, şöyle bam teline dokunan birkaç tweet de geldi mi operasyon tamam; kitap basmak ve üzerinden maddi gelir devşirmek için tam zamanı. Bu haberde de kendince “adaleti elden bırakmıyorum ama...” diyerek elinden geldiğince Halis Hoca ve çevresindekilere iftiraları peş peşe sıralamış.
Halis Hoca’nın kod isim kullandığından bahsederek başlamış haberine fakat Halis Hoca’yı, analiz yapabilecek kadar takip eden Acarer’in, Hoca’nın “Bu benim kod adım değil, yıllarca yazarlık yaparken gerçek ismimle birlikte kullandığım künyem/rumuzumdur” ifadelerine denk gel(e)memesi imkânsız.
Solcu bir gazeteci olarak dini referanslı bir oluşum ile ilgili haber yaparken kendi şahsi argümanlarını o kadar sık kullanıyor ki, örgütle, terörün alt yapısını oluşturmakla itham ettiği kişilerin "kendilerini ifade ettikleri gerçeklere" kulak tıkıyor. Aslında her şey açık ve net... Şöyle ki; Halis Hoca’nın IŞİD’i eleştirdiği yazıları ve konuşmaları ve buna mukabil onlar tarafından ölümle tehdit edilip tekfir edildiği herkesçe malum. Fakat Erk Acarer’in PKK veya DHKP-C gibi silahlı sol örgütleri eleştirdiği tek bir yazısını veya tweetini gösterebilir misiniz? Tabi ki hayır. Hatta kendisi PKK/YPG bölgelerine giderek rahatlıkla röportajlar hazırlayıp haberler yapabilmektedir. Acarer, sosyal medyada araştırmacı gazetecilik pazarlaya dursun, hakkında onca iftirayı boca ettiği Halis Hoca'nın konu ile ilgili en önemli makalesini ise hiçbir zaman kayde değer görmemiştir.2
Kendi sınırlı mukayese gücü ile “Bunlar IŞİD değil ama onlar kadar tehlikeli ve onları fikirsel olarak besleyen oluşumlar” iftirasını ortaya atan Acarer, tabi ki bu iftirasına Halis Hoca’nın ne bir konuşmasını ne de yazısını dayanak göstermiştir. Bu iftiraların asılsızlığını ortaya koyan ve yakın zamanda Gazete Duvar’da yayınlanan Halis Hoca’nın avukatının röportajı “IŞİD’e benziyorlar/benzeşiyorlar” iddialarını oldukça net bir şekilde açıklığa kavuşturuyor. 3
İFTİRA - 5
IŞİD'in Türkiye sorumlusu ‘Ebu Hanzala’nın 32 yıl hapisi istendi
26 Nisan 2018
Türkiye’deki cihatçıların ‘akıl hocası’ olarak bilinen ‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk hakkında 32 yıl altı aya kadar hapis cezası talep edildi.
Bayancuk, Sakarya başsavcılığının soruşturması kapsamında 30 Mayıs’ta İstanbul’da gözaltına alınarak Sakarya’ya götürülmüştü. Bir hafta gözaltında tutulan Bayancuk daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. İddianamede Bayancuk hakkında ‘anayasayı ihlal’den ağırlaştırılmış müebbet, ‘silahlı terör örgütü kurma veya yönetme’den 15 yıldan 22 yıl altı ay, ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak’tan da iki yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
Bayancuk ek süre istedi
Sakarya 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada Bayancuk’la birlikte beş sanık tutuklu, altı sanık da tutuksuz yargılanıyor. Bayancuk, bugünkü duruşmada ek savunma yapmayacağını belirterek süre istedi. Tutuklu sanıklardan Enes Yılmaz da tutuklu altı sanığın tahliye edildiğini belirterek “Teyide muhtaç bilgiyle tutuklu bulunuyorum. Somut delil yoktur. Kaçma şüphem yoktur, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” dedi.
Ağır ceza talebi
Mütalaasını açıklayan savcı, ‘anayasayı ihlal’ suçundan Bayancuk dahil yedi sanığın delil yetersizliği nedeniyle beraatini istedi. Savcı, Bayancuk için ‘silahlı terör örgütü kurma veya yönetme’den 15 yıldan 22 yıl altı ay, ‘silahlı terör örgütü propagandası yapmak‘tan da iki yıldan 10 yıla kadar hapis istedi. Diğer 10 sanık hakkında da ‘silahlı terör örgütü üyesi olmak’tan yedi yıl altı aydan 15’er yıla kadar hapsi talep edildi. Mahkeme heyeti, avukatların da talebi üzerine, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını hazırlamaları için duruşmayı 23 Mayıs’a erteledi. Bayancuk, IŞİD’e katılmayı teşvik etmek, görüşlerini yaymak için farklı kentlerde faaliyet göstermek ve bu görüşler doğrultusunda hareket etmekle suçlanıyor."
GERÇEK - 5
Bu haber ise daha fazla tıklanma adına haber başlığında Halis Hoca’nın IŞİD örgütünün sorumlusu olduğu sanki bir hakikatmiş gibi yazılmış. Oluşturulmak istenen linç tablosunda "Halis Hoca zaten bu örgütün lideri, savcılık makamı da geç kalınmış bir cezayı istemiş" gibi bir durum karşımıza çıkıyor. Halbuki haber tarihinden çok önce yapılan iki farklı yargılamada heyetlerin devletin resmi kurumlarından istediği iki farklı rapor dosyalara girmişti.
Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan (MİT) talep ettiği 2014 tarihli raporun ilgili kısmı.
İFTİRA - 6
IŞİD Üyesi Olduğu İddia Edilen Ebu Hanzala Gözaltına Alındı
08 Mart 2017
"Türkiye’de İslami çevrelerin Ebu Hanzala ismiyle tanıdığı Halis Bayancuk, gözaltına alınarak sorgulanmak üzere Ankara’ya götürüldü.
Türk medyasında da yer alan haberlere göre, daha önce Türkiye Hizbullahı'yla bağı olduğu bilinen Hanzala’nın 2010’lu yılların başında El Kaide’ye biat ettiği ardından da IŞİD’le birlikte hareket ettiği iddia ediliyor.
Tevhid dergisinin lideri olarak bilinen Bayancuk’un 26 Şubat’ta Ankara Etimesgut’ta dergi bürosunda yapılacağı duyurulan konferansı kamuoyunda tepki toplayınca Ankara Valiliği tarafından iptal edilmiş, Hanzala Ankara Valiliği personelini müşrik ilan etmişti.
Kendisine ait tevhidigundem.biz adlı internet sitesinde Ankara Valiliği’nin kararını okuyan selefi din adamı, “Siz de bekleyin, biz de bekliyoruz. Allah’ın vaadi mi haktır, yoksa sizin boş tehditleriniz mi gerçektir? Bunu hem dünyada hem de ahirette hep beraber göreceğiz,” dedi.
Ebu Hanzala’nın Facebook sayfası da 2 Mart’ta kapatıldı.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın soruşturmayı “devlet büyüklerine hakaret” suçlamasıyla başlattığı belirtiliyor.
Ebu Hanzala, 2015 yılı Ramazan Bayramı’nda cihat çağrısı yapmıştı
Ancak Ebu Hanzala’yı kamuoyunun yaygın bir şekilde tanıdığı tarih, 2015 yılının Temmuz ayıydı.
O günlerde Ramazan Bayramı’nda İstanbul Ömerli’de müritleriyle birlikte bayram namazı kıldıktan sonra yaptığı konuşma sosyal medyaya düştü.
Halis Bayancuk, o konuşmasında cihat çağrısı yaptı ve “Bize zulmetmeye devam ederseniz Allah, sizin bize yaptığınızı başkasının eliyle size yapacaktır. Müslümanlar’ın evlerini sabah 5’te basarsanız, mahremiyetini çiğnerseniz, sizi Allah’a şikayet ederiz. Aklınızı başınıza alın. Sizi kendisiyle korkutacağımız silahlarımız, bombalarımız, eylem planlarımız yok. Ama sizi kendisiyle korkutacağımız Allah var,” dedi.
Ebu Hanzala daha önce üç kez tutuklandı
Bu konuşmasının yayınlanmasının ardından tutuklanan Ebu Hanzala, Ekim 2015’te serbest bırakıldı.
Daha önce 2008 yılında Hizbullah, 2011’de de El Kaide operasyonlarında tutuklanan Halis Bayancuk, iki tutuklamada da yaklaşık bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi."
GERÇEK - 6
Yerli basının muhafazakârından solcusuna, liberalinden demokratına kadar tetikçiliği ve verdiği kesin hükümlerden sonra Amerika’nın Sesi adlı haber kuruluşunun “IŞİD Üyesi Olduğu İddia Edilen Ebu Hanzala Gözaltına Alındı” şeklinde bir başlıkla karşımıza çıkması, diğer medya kuruluşlarının başlıklarına oranla gerçekten bizleri şaşırtıyor. Ama ne yazık ki haberin içeriği yine tam bir fecaat. Hizbullah’tan giren editör, sırasıyla bölgedeki tüm örgüt isimlerini sıralıyor. Hatta biraz ileri giderek, hiçbir zaman gerçekleşmemiş, El Kaide’ye biatin tarihini bile veriyor. Halbuki Halis Hoca'nın, söz konusu örgütün en üst kademeleri tarafından ağır hakaretlere ve eleştirilere maruz kaldığı, o dönemde basılan kitaplardan bilinen bir gerçek. Haberin devamında Halis Hoca’nın IŞİD örgütü ile birlikte hareket ettiği iddiasının hiçbir delil ile desteklenmeden araya sıkıştırıldığı görülüyor. 2015’te kılınan Ramazan Bayramı namazında Halis Hoca’nın o günlerde yapılan hukuksuz ve keyfi ev baskınlarını eleştirdiği hutbesi, içerisinde tek bir cihat çağrısının subliminal mesaj olarak dahi olmamasına rağmen “Cihat çağrısı yaptı” şeklinde haberleştirilmiştir.
Tutukluluğun 7 yılı aşması ile basında adil yaklaşımlar zuhur etmeye başladı
Halis Hoca’nın son olarak 9 Nisan günü 3 yıllık tutuklu yargılamanın ardından tahliye edilmesi sonrası sosyal medyada ve muhalefet parti sıralarında haksız, hadsiz ve tutarsız tepkiler zuhur etmiş. Sonrasında Halis Hoca’nın tahliyesi yeni bir yakalama ve tutuklama kararı ile engellenmişti. Bu gelişmelerin akabinde, basın dünyası için çok alışıldık olmasa da, Karar Gazetesi yazarlarından Yıldıray Oğur “Adaletin sesi neden mi duyulmuyor?” başlıklı yazısı ile Halis Hoca’nın yaşadığı hukuksuzlukları ele aldı. 4
Halis Hoca hakkında yapılan manipulatif haberler ve kara propaganda içerikli yayınlar tabi ki burada ele aldıklarımızla sınırı değil. En dikkat çekici olanları ele alarak bir nebzede olsa doğrunun açığa çıkması için gayret ettik. Umarız yalan ve iftira içerikli haberleri ile ideolojik kinlerini adeta sanal ortamda kusan editör ve gazetecilerin oluşturduğu bilgi kirliliği karşısında kamuoyunun “temiz” ve “objektif” bilgiye ulaşmasına katkımız olmuştur.
1. https://ebuhanzala.com/ebu-hanzala-hoca-kimdir/
4. https://www.karar.com/adaletin-sesi-neden-mi-duyulmuyor--1556644